“Türkiye bir hamaset ülkesidir” tanımlamam, toplumda siyasi, sosyal ya da kültürel meselelerin sıkça abartılı, duygusal ve coşkulu bir dille ele alındığına dikkat çekmek amacıyla kullandım. Bu ifade, özellikle politik söylemler, tarihsel olaylar ya da milli meseleler söz konusu olduğunda, mantıktan ziyade duyguların ve hamasi (abartılı vatanseverlik ve duygusal coşku) ifadelerin ön plana çıkarılmasıyla eleştiriyorum.
Türkiye’de temenni dünyası ile gerçekler birbiriyle örtüşmüyor. Türkiye’de birçok kurumun, hizmetin, kavramın adı var ama kendi yok. Kronikleşmiş bir çok sorunun on yıllardır çözülememiş olması aslında düzelmesine yönelik temenninin bile olmadığı şüphesini uyandırıyor. Çünkü gerçek niyet ve irade olsa elbet zaman içinde her şey düzelirdi. Ama ne yazık ki söylemler sadece hamasetten öte gitmiyor, gidemiyor. Hatta çözümsüzlükten nemalanılıyor.
Türkiye’de Hamaset Kültürü
- Siyasi Söylem: Türkiye’de siyasetçilerin ve medya organlarının sıkça coşkulu, duygusal ve abartılı bir dil kullanarak halkın milliyetçi ve dini hassasiyetlerine hitap ettikleri görülür. Siyasi tartışmalarda ve mitinglerde akılcı argümanlardan ziyade, halkı etkilemek için kullanılan hamasi söylemler yaygın olabilir. Bu durum, sorunların çözümünden çok, halkın duygularını harekete geçirme amacını güder.
- Tarihsel Olayların Ele Alınması: Tarihsel olaylar anlatılırken, özellikle milli zaferler ya da mağduriyetler söz konusu olduğunda, olaylar sıklıkla abartılı bir şekilde sunulur. Bu abartılar, bir halkı yüceltme ya da düşmanları kötüleme amacı taşır. Gerçeklere dayalı analizler yerine, duygusal tepkilerle olayların anlatılması, hamaset söyleminin temel özelliklerinden biridir.
- Kültürel Meseleler: Kültürel konularda da abartılı bir vatanseverlik ve “biz en iyisiyiz” anlayışı, hamasetin bir parçasıdır. Bu söylem, toplumda gerçek problemlerin çözümü yerine, yüzeysel ve duygusal bir memnuniyet yaratma amacı taşır.
Hamaset ile Gerçekçi Yaklaşım Arasındaki Farklar
- Hamaset, genellikle kısa vadeli ve duygusal bir tatmin sağlar, ancak uzun vadede çözüm odaklı değildir.
- Gerçekçi yaklaşım ise, soğukkanlı ve nesnel bir bakış açısıyla meseleleri ele alır, uzun vadeli çözümler üretir ve toplumsal gelişimi destekler.
Türkiye’nin “hamaset ülkesi” olarak tanımlamamla, bu tür söylemlerin toplumda ve siyasette ne kadar yaygın olduğuna dikkat çekiyorum. Bu eleştiri, daha sağlıklı bir kamu tartışma ortamı ve çözüm odaklı bir siyasi anlayışın yerleşmesi gerektiğini ima ediyorum.
© 2024, Bedri Yılmaz.
BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International
