Survivor ve “Atları da Vururlar” Filmi Arasındaki Tematik Benzerlik

Türkiye’de yayınlanan Survivor adlı televizyon programında yaşananlar, sinema tarihinin en çarpıcı ve sarsıcı yapımlarından biri olan 1969 yapımı Atları da Vururlar (They Shoot Horses, Don’t They?) filmindeki atmosferi anımsatmaktadır.

Yönetmenliğini Sydney Pollack’ın yaptığı bu film, 1930’ların Büyük Buhran döneminde Amerika’da düzenlenen dans maratonlarını konu alır. Katılımcılar, saatlerce, günlerce süren danslara dayanarak ödül kazanmayı umut ederler. Ancak bu maratonlar, eğlenceden ziyade bir sömürüye, insanlık onurunun hiçe sayıldığı bir gösteriye dönüşür.

Filmdeki ana karakterler, çoğunlukla işsiz, çaresiz ve hayattan beklentisi kalmamış insanlardır. Tek umutları, kazananın alacağı küçük bir para ödülüdür. Fakat bu ödül için harcanan fiziksel çaba, maruz kalınan aşağılamalar, izleyiciye sunulan yapay dramlar ve yarışmacıların psikolojik çöküşleri, sistemin insanı nasıl tükettiğini çarpıcı şekilde gösterir. Yarışmanın sonunda ayakta kalanlar değil, sistemin en çok izleneni, en çok acıyı çekenleri “kazanan” gibi gösterdiği görülür.

Survivor programında da benzer bir yapı gözlemlenmektedir. Yarışmacılar, fiziksel olarak sınırlarını zorlayan oyunlara, sosyal izolasyona, açlığa, baskıya ve kimi zaman psikolojik manipülasyona maruz kalmaktadır. Bunu yaparken, kazanan bir kişi olacaktır; fakat çoğu zaman kazanan, en adil ve en yetenekli olan değil, yapım ekibi tarafından desteklenen ya da halkın ilgisini çeken kişi olmaktadır. Tıpkı Atları da Vururlar filminde olduğu gibi, bu programda da insanlar, bir gösteri uğruna “dayanabildikleri kadar” yaşam mücadelesi vermektedirler. Yarışmanın sonunda başarıya ulaşanlar ise aslında en çok dayanabilen değil yapıma en çok reyting getiren yani para kazandırandır.

Filmde geçen ve tüm yapıyı özetleyen o dramatik cümle, Survivor için de geçerlidir:
“Atları acı çektiklerinde vururlar.”

Burada, insan onurunun artık önemsiz hale geldiği bir düzende, acı çekenin değil, izleneni yaşatmak esastır. Survivor gibi programlar, bu yönüyle izleyiciye yalnızca bir yarışma değil, kapitalizmin medya üzerinden bireyleri nasıl şekillendirdiğini ve harcadığını da göstermektedir.

© 2025, Bedri Yılmaz.

BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International

Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!

Leave a reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to site top