Polis Yanlış Adresi Basıp Üstelik Masum Bir Vatandaşın Kolunu Kırdı
Polisin Yanlış Adrese Baskın Skandalı ve Polis Şiddeti: Mehmet Ali Güngör Olayı
Kütahya’nın Akkent Mahallesi TOKİ konutlarında sabah erken saatlerde gerçekleşen bir polis baskını, ciddi bir hak ihlali örneği olarak gündeme geldi. Mehmet Ali Güngör’ün evine yapılan operasyon sırasında, polisin yanlış adrese geldiği ortaya çıktı. Ancak bu hata, Güngör ve ailesinin şiddete maruz kalmasına engel olmadı. Baskın sırasında Mehmet Ali Güngör’ün kolu kırıldı ve ciddi şekilde darp edildi.
Polislerin kendilerini tanıtmadan kapıyı zorla açtıkları, Güngör’ün eşini iterek yere düşürdükleri ve ardından Güngör’ü darp ettikleri ifade edildi. Polisin “yanlış adres” olduğunu fark etmesi ise ancak Güngör’ün ciddi şekilde yaralanmasından sonra gerçekleşti. Güngör’ün aktardığına göre, Kütahya Emniyet Müdürü olay sonrası özür dilemiş, ancak bu özür mağdur tarafından kabul edilmemiştir. Kütahya Valisi Musa Işın ise henüz herhangi bir açıklama yapmamış veya mağdur aileyi ziyaret etmemiştir.
Bu olay, polisin Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) hükümeti döneminde sıklıkla eleştirilen aşırı güç kullanımı ve denetimsizliğine ilişkin tartışmaları yeniden alevlendirdi. Özellikle vatandaşın hak ve özgürlüklerini ihlal eden bu tür uygulamaların, yalnızca kamuoyuna yansıyan küçük bir kesit olduğu, perde arkasında ise birçok vakanın gizli kaldığı belirtiliyor.
Hukuki Süreç ve Tepkiler
Kolundaki parçalı kırıklar nedeniyle ameliyata alınan Güngör, hukuki süreci başlatacağını açıkladı. Güngör’ün sözleri, polisin vatandaşa yönelik keyfi ve şiddet içeren uygulamalarının sadece yanlış adrese yapılan bir baskınla sınırlı olmadığını gözler önüne seriyor. Güngör, “Eğer polis olduklarını söyleselerdi hemen adımı verirdim ve yanlış kişi olduğumu anlarlardı. Ama hiçbir açıklama yapmadan şiddete başvurdular” ifadelerini kullandı.
Bu tür olaylar, polis teşkilatında denetim mekanizmalarının zayıf kaldığını ve yurttaşlara yönelik muamelenin, devlet otoritesinin kötüye kullanılmasıyla sonuçlanabileceğini gösteriyor. Ayrıca, üst düzey yetkililerin olay karşısındaki sessizliği, mağduriyetlerin derinleşmesine ve toplumdaki güvenin sarsılmasına yol açıyor.
Kütahya’daki bu olay, yalnızca bir hak ihlali değil, aynı zamanda hükümetin vatandaş ile devlet arasındaki ilişkiyi nasıl şekillendirdiği konusundaki tartışmaları da derinleştirdi. Üstü örtülen benzer olayların açığa çıkarılması ve sorumluların hesap vermesi, hukuk devleti ilkesi için bir gereklilik olarak öne çıkıyor.
© 2024, Bedri Yılmaz.
BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International
Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!