İlker Canikligil Üzerine Atılı Suç İsnadından Suçlu Hükmü Verilse Bile Hapis Yatmayacak! Ama İlker Canikligil 25 Mart 2025’ten Bu Yana Tutuklu…
YouTube platformunda özgün içerikleriyle tanınan yönetmen ve içerik üreticisi İlker Canikligil, 25 Mart 2025 tarihinden bu yana tutuklu bulunuyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Canikligil hakkında, yayımladığı bir video nedeniyle “suç işlemeye alenen tahrik” ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçlamaları yöneltilmişti.
Soruşturmanın seyri kapsamında İlker Canikligil gözaltına alınarak emniyetteki işlemlerin ardından Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Savcılıkta ifadesi alınan Canikligil, yukarıda belirtilen iki ayrı suçtan nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi ve hakimlik tarafından 25 Mart 2025 tarihinde tutuklanmasına karar verildi.

Sonrasında yeni adı 9 numaralı ceza infaz kurumu olarak da bilinen ve eski adı Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu olan Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hakkında iddianamenin hazırlanmasını beklemeye başladı.
Hukuki Açıdan Tutarsızlık Gündemde
Canikligil hakkında henüz herhangi bir ceza hükmü verilmemiş olmasına rağmen, 25 Mart 2025’ten bu yana özgürlüğünden mahrum bırakılmış durumda. Uzman hukukçular, bu tür suçlamalar neticesinde verilecek cezanın alt ve üst sınırlarının genellikle adli para cezası veya ertelenebilir kısa süreli hapis cezası olacağını belirtiyor. Bu çerçevede, İlker Canikligil’in alabileceği olası bir ceza zaten tutukluğunu gerektirmeyecekti.
Bu bağlamda, “hakkında mahkeme tarafından ceza hükmü verilmiş olsa dahi, bir gün bile tutuklu kalmaması gereken” Canikligil’in özgürlükten yoksun bırakılmaya devam etmesi, hukuki güvenlik ve kişi hürriyeti ilkeleri açısından eleştiriliyor.
Süreç Nasıl Devam Edecek?
İlker Canikligil’in tutukluluğu devam ederken, hakkında açılacak davada mahkeme süreci bekleniyor. Ancak yargılama sonunda verilebilecek cezanın tutuklu kaldığı süreyle karşılaştırıldığında, bu sürecin kamu vicdanında derin bir rahatsızlık yarattığı açıkça görülüyor.
Bu gelişmeler ışığında, hukuki süreçlerin evrensel adalet ilkelerine uygun şekilde yürütülmesi, ifade özgürlüğü ve kişi güvenliği gibi temel hakların korunması açısından büyük önem arz etmektedir. Canikligil’in durumu, Türkiye’de ifade özgürlüğü, yargı bağımsızlığı ve tutuklama tedbirinin hukuki sınırları konularında yeniden bir tartışma başlatmış durumda.
© 2025, Bedri Yılmaz.
BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International