“Verba Volant, Scripta Manent” ifadesi, Latince kökenli olup günümüzde özellikle yazının kalıcılığı üzerine vurgu yapmak için sıklıkla kullanılan bir deyiştir. Anlamı, “Söz uçar, yazı kalır” olarak çevrilebilir. Bu atasözü, sözlü iletişimin geçiciliğine ve yazılı ifadenin kalıcılığına işaret eder. Tarih boyunca yazının önemi vurgulanmış, fikirlerin, yasaların, bilgiler ve öğretilerin korunmasında yazıya başvurulmuştur. Yazı, bilgiyi nesiller arası aktarmanın en güçlü araçlarından biri olarak kabul edilir. İşte bu ifadenin tarihsel bağlamı, günümüzdeki önemi ve anlamı üzerine kapsamlı bir inceleme:
1. Verba Volant, Scripta Manent Deyiminin Kökeni ve Tarihsel Bağlamı
Bu deyişi ilk kullanan kişi bilinmese de, Roma döneminde Latince’de ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Roma İmparatorluğu’nda sözlü geleneğin çok güçlü olduğu bir dönemden geçilirken, yazının da yavaş yavaş toplumsal yaşamda yer edinmeye başladığı bir süreç yaşanıyordu. O dönemde konuşmalar önemli bir etki alanı oluşturmasına karşın, yazının kalıcı bir belge niteliği kazanarak geleceğe miras bırakılabileceği düşüncesi ortaya çıkmıştır.
İmparatorluk döneminde yasalar ve emirler sözlü olarak yayımlanıyordu, ancak bu sözlü emirlerin zamanla unutulabileceği veya yanlış hatırlanabileceği fark edildiğinde, yazılı kaynaklara geçiş yapılmaya başlandı. Bu geçiş, yazının sadece bir ifade biçimi değil, aynı zamanda güvenilir bir belge niteliği taşıdığını göstermekteydi. Bu sayede devlet yönetiminde, hukukta ve hatta bireylerin kişisel yaşamlarında yazı, sözden daha kalıcı ve güvenilir bir iletişim aracı olarak kabul edildi.
2. Sözlü ve Yazılı Kültür Arasındaki Farklar
Sözlü kültürde bilginin aktarımı, hafızaya ve sözlü anlatıma dayalıdır. Ancak, sözlü kültürün en büyük dezavantajı, bilginin zamanla kaybolması, unutulması veya değişime uğramasıdır. Oysa yazılı kültür, bilgiyi belgeleme, doğrulama ve koruma konusunda çok daha güvenilirdir. Yazı, belirli bir zaman diliminde kalıcı bir eser bırakma amacı güder ve bu eserin gelecekte de aynı şekilde anlaşılmasını sağlar.
Örneğin, Orta Çağ’da el yazmaları aracılığıyla bilgiler bir nesilden diğerine aktarıldı. Ayrıca, matbaanın icadıyla bilginin çoğaltılması ve geniş kitlelere ulaştırılması mümkün hale geldi. Yazının sunduğu bu kalıcılık ve doğruluk, tarih boyunca felsefi, bilimsel ve kültürel gelişmelerin korunmasına ve yayılmasına büyük katkı sağlamıştır.
3. Yazının Kalıcılığı ve Modern Dünyadaki Önemi
Modern çağda bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişimiyle birlikte, “Verba Volant, Scripta Manent” atasözü yeni bir boyut kazanmıştır. Günümüzde dijital platformlar, sosyal medya ve bloglar aracılığıyla bilgi akışı hızlanmış ve yaygınlaşmıştır. Ancak bu hız, bilgilerin doğruluğuna ve kalıcılığına dair bazı endişeleri de beraberinde getirmiştir. Dijital ortamda yazılan içerikler de her ne kadar kalıcı olarak düşünülse de, internetin sürekli değişen yapısı nedeniyle bazı bilgiler kaybolabilmektedir. Yine de dijital yazının sunduğu kalıcılık, geleneksel sözlü kültüre kıyasla çok daha sağlam bir yapıya sahiptir.
Özellikle hukuki belgeler, akademik makaleler, bilimsel çalışmalar gibi resmi ve güvenilir bilgi kaynaklarının yazılı olarak sunulması, bilginin kalıcılığı açısından çok değerlidir. Günümüzde de anlaşmaların, projelerin, bilimsel araştırmaların yazılı belgeler ile sabitlenmesi, ileride doğabilecek anlaşmazlıkları önlemede büyük rol oynamaktadır. Yazılı kaynaklar, kişisel, akademik ve profesyonel hayatta bir referans noktası olarak kullanılmakta ve toplumun bilgi birikimine katkı sağlamaktadır.
4. Dijital Çağda “Scripta Manent” Kavramının Geleceği
Dijitalleşmeyle birlikte yazı kavramı, klasik kağıt üzerine yazıdan çok daha öteye taşınmıştır. Elektronik kitaplar, çevrimiçi arşivler, bloglar ve dijital veri tabanları ile yazı, fiziki sınırlamalardan kurtulmuş, erişilebilirliği ve kalıcılığı artmıştır. Ancak, veri güvenliği ve dijital ortamın kalıcılığı konusunda bazı riskler bulunmaktadır. Dijital verilerin kaybolması, hacklenme veya teknolojiye bağlı olarak erişilemez hale gelmesi gibi durumlar, yazının kalıcılığına dair yeni zorluklar getirmiştir.
Dijital yazının gelecekte hangi şekillerde korunacağı ve kalıcılığının sağlanacağı, bilgi çağının önemli sorularından biridir. Verba volant scripta manent ilkesi, bu anlamda dijital çağda da geçerliliğini korumakta, bilgiyi kalıcı ve doğru bir şekilde geleceğe taşımanın gerekliliğini vurgulamaktadır.
Sonuç
“Verba Volant, Scripta Manent” ifadesi, toplumların bilgiye bakış açısını, sözlü ve yazılı iletişim arasındaki farkı ve yazının kalıcılığını vurgulayan önemli bir atasözüdür. Yazılı kültürün toplumsal belleğe yaptığı katkılar sayesinde, bilgi bir nesilden diğerine güvenli bir şekilde aktarılmış, uygarlıkların gelişimine ve sürekliliğine katkı sağlamıştır. Dijitalleşen dünyada bile, bu deyişin anlamı geçerliliğini korumaktadır; söz uçucu olabilir, ancak yazı, bilgi ve fikirleri geleceğe taşımak için kalıcı bir araç olarak varlığını sürdürmektedir.
© 2025 – 2024, Bedri Yılmaz.
BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International
Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!