Refah Devleti

Refah Devleti, temel olarak hükümetin vatandaşların refahını artırmak ve temel ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli sosyal hizmetler ve yardımlar sağladığı bir yönetim modelini ifade eder. Bu tür bir devlet, genellikle sağlık hizmetleri, eğitim, işsizlik yardımları, emeklilik olanakları gibi sosyal programları yürürlüğe koyar. Refah Devleti’nin temel amacı, toplumdaki eşitsizlikleri azaltmak ve vatandaşların yaşam kalitesini yükseltmektir.

William Beveridge

Refah Devleti terimi ilk olarak 1940’lı yıllarda İngiliz ekonomist William Beveridge tarafından kullanıldı. II. Dünya Savaşı sonrasında Birleşik Krallık’ta ortaya çıkan bu kavram, hükümetin sosyal programlarına vurgu yaparak, vatandaşların ihtiyaçlarına daha iyi yanıt vermesini amaçladı.

Refah devletinin en çok bilinen tanımı ise Asi Briggs’e aittir. (Refah devleti) “Piyasa güçlerinin rolünü azaltmak amacıyla, bilinçli bir şekilde örgütlü kamu gücünün kullanıldığı bir devlet türüdür” (Briggs, Asa, “The Welfare State at Historical Perspective”, Archives Europeennes de Sociologie, Vol.: 2, Issue: 2, 1999, pp. 221-259.)

Refah Devleti’nin kabul gören yönleri şunlar olabilir:

  • Vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik sosyal programlar sağlayarak toplumsal eşitsizlikleri azaltabilir.
  • Sağlık, eğitim gibi hizmetlere erişimi artırarak toplumun genel yaşam kalitesini yükseltebilir.
  • İşsizlik ve yoksulluk gibi sorunlarla mücadele edebilir.

Eleştirilen yönleri ise:

  • Yüksek vergi gereksinimleri nedeniyle ekonomik büyümeyi engelleyebilir.
  • Sosyal programların maliyeti, bütçe açıklarına neden olabilir.
  • Bazı eleştirmenler, bireylerin kendi sorumluluklarını üstlenmelerini engelleyerek bağımlılığı artırabileceğini iddia eder.

Kısacası, Refah Devleti kavramı toplumun ihtiyaçlarını karşılayarak vatandaşların refahını artırmayı amaçlayan bir yönetim modelini ifade eder.

Refah Devleti Modelleri ve Uygulanan Ülkeler

Refah devleti çeşitleri veya modelleri, farklı ülkelerin ve bölgelerin benimsediği yaklaşımlara göre değişebilir. Temel olarak, farklı refah devleti modelleri arasındaki en yaygın ayrım, hükümetin ne kadar büyük ve hangi alanlarda daha fazla müdahalede bulunduğuna dayanır. İşte bazı yaygın refah devleti modelleri:

  • Sosyal Demokrasi / Üniversalist Model: Bu modelde devlet, geniş çapta sosyal hizmetler sunarak, sağlık, eğitim, işsizlik yardımları gibi temel ihtiyaçları ücretsiz veya düşük maliyetli olarak vatandaşlara sağlar. Bu modelde vergi oranları genellikle yüksektir ve toplumun genel refahı ve eşitsizliklerin azaltılması önceliklidir. İskandinav ülkeleri gibi ülkeler bu modele yakın bir yaklaşım benimseyebilir.
  • İskandinav ülkeleri: İsveç, Norveç, Danimarka gibi ülkeler, geniş kapsamlı sosyal hizmetleri ve yüksek vergi oranlarını benimseyerek bu modele yakın bir yaklaşım sergilerler.
  • Almanya: Almanya da sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlerde geniş çaplı devlet müdahalesine sahiptir.

  • Liberal / Bireyci Model: Bu modelde devlet, temel hizmetleri sunsa da müdahale düzeyi daha düşüktür. Bireyler kendi özel sigorta sistemlerini yönetirler ve bireysel sorumluluk daha fazladır. Bu modelde vergi oranları genellikle daha düşüktür ve piyasa ekonomisinin önemi vurgulanır. ABD gibi ülkeler bu modele yakın bir yaklaşım benimseyebilir.
  • Amerika Birleşik Devletleri: ABD, özel sağlık sigortalarına dayalı bir sağlık sistemine sahiptir ve sosyal programlar daha sınırlıdır.
  • İngiltere: İngiltere, özellikle Margaret Thatcher döneminden sonra bireyci modele daha yakın bir ekonomik yaklaşım benimsemiştir.

  • Koruyucu / Korumacı Model: Bu modelde devlet, özellikle zayıf grupların ve dezavantajlı kesimlerin refahını korumaya yönelik tedbirler alır. Bu modelde sosyal yardımlar ve destekler önemlidir. Fransa gibi ülkeler bu modele yakın bir yaklaşım benimseyebilir.
  • Fransa: Fransa, özellikle emeklilik ve işsizlik yardımları gibi alanlarda koruyucu sosyal programlara önem verir.
  • Belçika: Belçika da dezavantajlı kesimlerin korunmasına yönelik refah politikaları benimser.

  • Piyasa Odaklı / Minimalist Model: Bu modelde devlet müdahalesi en düşük düzeydedir. Temel hizmetler genellikle özel sektörün sorumluluğundadır. Devlet, sadece belirli durumlarda müdahale eder. Bu modelde vergi oranları düşüktür ve bireylerin özgürlüğü ve ekonomik büyüme ön plandadır.
  • Singapur: Singapur, minimal devlet müdahalesi ve piyasa ekonomisinin güçlü olduğu bir modeli benimser.
  • Yeni Zelanda: Yeni Zelanda, kamu sektörünün özelleştirilmesi ve ekonomik liberalizasyon konusunda adımlar atmıştır.

Bu sadece bazı örneklerdir ve gerçek dünyada ülkeler genellikle bu modellerin bir karışımını benimserler. Refah devleti modelleri, toplumun ihtiyaçlarına, kültürel değerlere ve siyasi tercihlere göre farklılık gösterebilir.

Refah Devletinin Doğumu ve Gelişim Evreleri

Prof. Dr. Süleyman Özdemir

Aşağıdaki alıntı yapılan paragraflar Prof. Dr. Süleyman Özdemir’in TÜBİTAK’ın Ansiklopedi sayfasından alınmıştır. Prof. Dr. Süleyman Özdemir’in makalesinin tamamını incelemek için Refah Devleti, Prof. Dr. Süleyman Özdemir, Ansiklopedi, TÜBİTAK sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Kavram olarak ilk defa 1941 yılında İngiltere’de kullanılmaya başlayan modern refah devletinin temelleri, 19. yüzyılın ortalarında İngiltere’de temel eğitimi sağlamak amacıyla düzenlenen yasal düzenlemeye kadar götürülmektedir. Modern refah devleti için kabul edilen bir diğer başlangıç noktası ise ilk defa 1883’te Bismark (ö. 1898) tarafından getirilen sosyal sigorta uygulamasıdır. Bunlardan önce de, yoksullara yönelik birtakım yasalar söz konusudur; ancak bunlar genelde refah devleti için bir başlangıç kabul edilmemektedir. 

Modern refah devletini ortaya çıkaran gelişmelere bakıldığında, kabaca dört dönemden bahsetmek mümkündür:

Birinci dönem (1880 öncesi), paternalist bir anlayışın hâkim olduğu bir dönemdir. Bu dönemde, sorunların giderilmesinde ailelerin, gönüllü kuruluşların, hayırseverlik duygularıyla hareket eden kurumların, bireysel olarak sorumluluk duyan işverenlerin ve devlet gelir transferlerinin var olduğu görülmektedir.

İkinci dönem (1880–1945), sosyal sigorta dönemidir. Çalışanlar, finansmanına zorunlu olarak katıldıkları sosyal sigorta kurumlarının koruması altındadır.

Üçüncü dönem (1945–1975), refah dönemidir. Bu dönemde, sosyal sigortalara ek olarak, refah devleti fonksiyon ve kurumlarının genişlediği, gelirin devamlılığını sağlama ve yaşam standartlarını yükseltmenin amaç hâline geldiği görülmektedir. 

Son dönem (1975 sonrası) ise sosyal refah devleti anlayışının krize girdiği ve yeniden yapılandırma arayışlarının başladığı bir dönemdir.

Temeli 1880’li yıllara dayanan refah devleti, 1930’lu yıllarda Amerika’da ortaya çıkan Büyük Ekonomik Bunalımı’nın ve bunun bir yan ürünü olarak yükselen işsizlik ve yoksulluğun, diğer ülke ekonomilerine de sıçraması sonucunda, bir çözüm arayışı olarak ortaya çıkmış, giderek genişlemeye başlamış ve 1970’lerin ortalarına kadar güçlenerek devam etmiştir. Bu yeni devlet modeli, 2. Dünya Savaşı sonrası ile 1975 arası çeyrek yüzyıllık dönem boyunca büyüyen çok başarılı modern bir devlet türü olarak bilinmekte ve “Keynezyen Refah Devleti” olarak da adlandırılmaktadır. Küreselleşme sonrası dönemde refah devletleri bir bunalıma girmiş olsa da, daha sonra nispeten toparlanmış olup, sosyal politika sağlayıcısı diğer aktörlerle birlikte fonksiyonlarını yerine getirmeye devam etmektedir. 

© 2023 – 2024, Bedri Yılmaz.

BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International

Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!

Leave a reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to site top



© 2023 – 2024, Bedri Yılmaz.

BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International

Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!