Türk Silahlı Kuvvetleri’nin eski 26. Genelkurmay Başkanı Mehmet İlker Başbuğ kozmik odaya girilme iznini Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiğini anlattı.
Ne oldu 19 Aralık 2009’da? Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda görevli bir albay ile bir binbaşı durduruldu. Arabalara giderken arandı savcı tarafından. Bir ihbar üzerine…
İhbar nereden geldi? Amerika’dan. Evet. Biliyorsun değil mi? Amerika’dan ama geliyor. Şimdi bu önemli. Peki 19 Aralık 2009’da savcı ne yaptı? Sadece albay ve binbaşı durdurdu arabasını, üzerilerini aradı vs. Ben diğer detaylara girmiyorum.
Artı bir de bunların konutlarında arama yaptılar. Konutlarında. Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda bir faaliyet yok. Niye? O da bir sorudur mesela. Şimdi buradan 8 gün sonra atlıyoruz. Neydi? 25 Aralık 2009 Ankara’daki bu konuya bakan Cumhuriyet Savcısı, yanında 5-6 savcı, basın, medya Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’na geldi arama için. Tamam mı? Evet. İşte elinde bir mahkeme kararı var. Orada normal evraklarının olduğu yere baktı.
Bir de gizli evrak, işte kozmik oda dediğimiz yer var. Kozmik oda bölümüne gelip orada aramak istedi. Dur denildi. Bir dakika. Dur. Neden? Çünkü yasal olarak senin… Biliyor musunuz onu? Yasal olarak hakkı yok.
Yasayı biliyor musunuz? Hayır. Bilmiyorsunuz. Bakın şimdi olayın püf noktaları bunlar.
Yasa neydi? Ceza Mahkemeleri Kanunu 125. madde. Der ki, devlet sırrı niteliğindeki belgeler mahkemeye karşı gizli tutulamaz.
Belgeler mahkeme hakimi veya heyeti tarafından incelenebilir. Fakat burada önemli bir nokta var. Şimdi bir yargı süreci kaça ayrılır? Soruşturma, kovuşturma.
Soruşturma safhasında CMK 125’i uygulayamazsınız. Zaten bizim burada yasada bu itiraz ettiğimiz, üzerinde durduğumuz konu bu. Bu CMK 125 sadece ve sadece kovuşturma safhasıdır. Yani kovuşturma safhası nedir? Hakim tarafından. Tabii hakimdir. Hakim tabii ki. Kovuşturma safhası nedir? Yargılamak. Ne ile başlar? Soruşturma tamamlanmasıyla. İddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle başlar.
İddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği anlatan kovuşturma safhası var. Şimdi olay hangi safhadadır? Soruşturma safhasıdır. Soruşturma safhasında ne savcının ne hakimin oraya girme yetkisi yoktur. Yasa açık. TCK 125. Evet, CMK 125.
Tamam mı? Bir de aynı anda Cumhuriyet Savcısı diyor ki 8 kişiyi de gözaltına alacağım. Gözalt kararı var. Tamam mı? Evet. Ya olay vahim. Biz kitapta da var. Biz başbakanla görüştük. Bak bunları ama kimseler bilmiyor, anlamıyor. Öğrenmek de istemiyor. Takılıyorlar böyle klişe iki lafın peşinde gidiyorlar. Biz başbakanla görüştük. Dedik ki bu savcı 8 kişiyi gözaltına alma istiyor, karar var. Vermiyoruz dedik biz bu 8 kişiyi. Bu 8 kişi, 8 asker ne ile suçlanıyor? Bize bildirsin bu savcı. Yani bir görelim. Bu yasada böyle bir şey var mı? Böyle bir şey talep edebilir miyiz biz normal hukukta? Yok ya böyle bir şey.
Ama siz yazı istemişsiniz. Evet yazı istedim. Evet yazı istedim. Dedim ki bu 8 kişi, bu savcı niye tutuklamak istiyor bana versin. Yoksa vermiyorum dedim ben. Getirdiler kapıya yazıyı. Getirdiler, verdiler. Esasında hukuk devletinde var mıymış böyle bir şey. Ama çivisi çıkmış hukuk devleti noktasındayız.
Yazı getirildi. Peki dedik, gönderdik. İfadeden aldılar. Ertesi gün serbest bıraktılar. Neydi efendim? Ya Bülent Arınç suikastı. Bülent Arınç suikastı.
Bülent Arınç suikastı. Ben bu 8 kişinin gözaltına aldım. Tamam. Şimdi genelkurmay olarak o kozmik odaya girilmesinin soruşturma safhasında olduğu için yassı olarak doğru olmadığını mahkemeye resmen müracaat ederek böyle bir şey olmaz dedik. Siz sadece bu koşturma safhasında olacak bir konudur. Siz bunu soruşturma safhasında yapamazsınız dedik. Genelkurmay olarak müracaat ettik mahkemesine. Mahkeme reddetti. Tamam mı? Yetkisi vardır diyor.
Kadir Kayan diye bir adam. Hakim. FETÖ’nün önde geleni. Evet, şimdi firari galiba. Evet. Bu görevlendirildi. Mahkeme tarafından kozmik odaya girmek. Evet. 26 Aralık gecesi geldi. Tamam mı? Dedik ki girmesin, yollayın bunu genelkurmaya bir konuşalım. Genelkurmaya çağırdınız. Evet. Geldi. Kara Kuvvetleri Komutanı Işık Koşener. Ki ben bazı konuları hep arkadaşımla beraber yapmayı tercih ederim. Çok güvendiğim bir arkadaş. Ayrıca özel kuvvetlerde uzun yıllar hizmet yaptığı için özel kuvvetleri çok yakınen bilen bu süreci beraber yönettik. Ama sorumluluk bana hakkında bir şey varsa askerlikte öyle bir şey yoktur. İstişare ederse karar kimsinde? Ama karar ve sorumluluk komutan halinde. Biz o çizgideyiz. Geldi. Koşener’le beraber oturduk. Gece yarı saattir. 2-3 falan. O saatler. Evet, o saat tabii ya. Geç yani. Genelkurmayı da makamda görüşmüş.
Evet, evet. Tabii, tabii. Dedik ki yasa bu. Yalnız mı geldi efendim? Yalnız tabii. Hakim yalnız. Yalnız tabii, yalnız geldi. Yasa bu. Bu yasaya göre sizin doğru değil bu yaptığınız. Bu aşamada bakamazsınız. Mahkemeye de itiraz ettik. Ama doğru değil. Bakın bu yarın sorumluluk getirir. Artı biz sizi sokamayız şimdi oraya. Hatta dedik ki mühürle kapını bilmem ne.
Çünkü yarın bir uydurukta bir şey yapalım. Mühürle bas oraya. Çünkü yarın girdiler, kaybettiler. Değişirdiler derler. Sağlam. Mühürle gel buraya.
Geldi. Mühürledi. Kendisine dedi ki biz bu konuyu yarın Sayın Başbakan’a arz edeceğiz. Çünkü önemli bir konu. Niye önemli? Kadir Kayan’a diyorsunuz. Evet. Dedik ki yarın Sayın Başbakan’a götüreceğiz, arz edeceğiz. Çünkü önemli bir konudur. Artı olay Adalet ve Kalkınma Partisi’yle de bağlantılı.
Çünkü onun bir bakan mıydı o zaman Bülent? Neydi işte? Onunla da biraz bağlantılı, ilgili bir konu. Bülent Arınç. Bülent Arınç olayı var.
Ve biz Başbakanlıktan bir görüşme talebi istedik. Örtücü gün için. Ve sabahleyin bu şekildeki bizim taleplerimize de her zaman anında reaksiyon gösterildi. Bunu da söylemek durumundayız. Gittik. Yine Karargah’ın ve Koşener’de vardı. Başbakan, Adalet Bakanı ve diğerleri de vardı. Biz orada kendilerine şunu söyledik. Dedik ki, bir, bu yasal değil.
Bizim değerlendirmemiz bu şekildeki bir arama ancak soruşturma safhasında. Mahkeme aşamasında. Şu anda soruşturma safhasında. İki, buraya bu arama yapıldığı takdirde, biliyorsunuz orada Türkiye harbe girerse, işgal altındaki topraklarımızda Gayr-i Nizami Harp yapacağız. Ve bu Gayr-i Nizami Harp’te, ki bu Ankara Seferberi Bölge Başkanı’nın sorumlu olduğu illeri kapsıyor. Bu Gayr-i Nizami Harp’te kullanacağımız vatandaşlarımızın kimlikleri var, isimleri var. Bu isimlerin bırakın dışarıya çıkartılmasını, görülmesini bile biz kabul edemiyoruz. Bazı planlar değişmesi gerekir demişler. Bu yanlış, bu doğru olmaz. Zarar, yani bu doğru bir hareket tarzı değil. Arz ettik. Sonuçta denildi ki evet, aramaya müsaade edilmesi. Şimdi burada aramaya müsaade edilmesi kararı, siyasi irade tarafından verilen bir talimatla karşı karşıyayız. Anlatabildim mi? Aramaya müsaade edilmesi. Evet, aramaya müsaade edilmesi.
Başbakanlığı. Evet, başka bir siyasi iradedir. Sonra arama başladı.
Arama başladı. Aramaya başladığımızda, akabinde biz tekrar mahkemeye müracaat ettik. Arama sürerken. Sürerken, tabii. İkinci bir müracaat. Vurdurmak için aramayı. Vurdurmak için. Bu doğru değil. Çünkü yasayı bakın okudum. Yasa diyor ki, incelenebilir diyor. Mahkeme bize dedi ki, ya bu hakim inceleme yapmayacak. Arama yapacak. Yani yasa incelenebilir. Ya incelenebilir. Sadece böyle bir komplo ile ilgili herhangi bir delil var mı yok mu onu arayacak. Yani aslında yasanın etrafından dolanma olayı var. Arama devam ederken, 11 Ocak 2010’da arama listesi genişletildi. İşte Uğur Muncular, Ahmet Tener Kışlalar vs. O genişletilmiş arama listesiyle devam edildi. Ve 20 Ocak 2010’da bu oradaki arama bitti. Bu arada hocam şeyi tabii geri almış olduğunuz yer. Şimdi olsa açarım, söylerim. Maksadını açalım. Bizim bu konuda yaptığımız şeylerle çelişkili olan bir cümle, bir söyleyişle geçen bir cümle doğrudur. Ama sonuçlarını da açık söyledim. O yanlış bir eylemdir ama sonuçları da şu olmuştur diye söyledim.
Kozmik Oda Konusu – 1 Haziran 2016
Bu konu üzerinde çok konuşuldu ve konuşulmaya da devam ediyor. Bugün, bazıları hissi duygular içinde bu kararı tenkit edebilir. Ancak, şu noktaları hatırlamakta yarar vardır: Eğer, aramaya müsaade edilmeseydi, bugün Türk Silahlı Kuvvetleri iddia edilen suikast ve belki de esas istenilen, bazı faili meçhul cinayetlerin delillerini karartmak veya ortadan kaldırmakla suçlanabilirdi. Ayrıca, sorumluluk taşımayanların, her konuda rahat ve farklı şekilde konuşabildikleri çok görülmüştür. Ancak, herkesin ne olup olmadığı sorumluluğu sırtına yüklendiği an bütün çıplaklığı ile ve hem de şaşırtıcı olarak ortaya çıktığına da birçok kez şahit olunmuştur.
© 2024, Bedri Yılmaz.
BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International
Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!