Haim Nahoum Doktrini: Türkiye’yi Zayıflatma Teorisi Üzerine Bir İnceleme
Giriş
Haim Nahoum Doktrini, Türkiye’nin uzun vadede zayıflatılması ve etkisiz hale getirilmesini hedeflediği iddia edilen bir strateji olarak çeşitli çevrelerde tartışılmıştır. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde etkin bir rol oynayan hahambaşı Haim Nahum’un adını taşıyan bu doktrinin, Türkiye’nin iç ve dış politikasına yönelik bazı olumsuz etkiler içerdiği öne sürülmektedir. Bu yazıda, Haim Nahum Doktrini’nin dayandığı iddia edilen yedi maddeyi ve bu iddiaların tarihsel bağlamını ele alacağım.
Haim Nahum Kimdir?

Haim Nahum, 1872 yılında dünyaya gelen bir hahambaşı ve diplomattır. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde önemli görevlerde bulunmuş ve Lozan Barış Konferansı’nda Türkiye’nin gayriresmî danışmanlarından biri olarak yer almıştır. Fransa’da eğitim görmüş, hukuk ve diplomasi alanlarında bilgi sahibi olmuş bir kişiydi. Nahum’un, Osmanlı’nın yıkılma sürecinde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında önemli diplomatik süreçlerde etkili olduğu iddia edilir.
Haim Nahum Doktrini ve İddia Edilen Yedi Madde
Haim Nahum Doktrini’nin temel amacı, iddiaya göre, Türkiye’yi zayıflatmak ve Batı’ya bağımlı hale getirmektir. Bu stratejinin temelini oluşturduğu söylenen yedi madde şu şekildedir:
- Eğitimsiz Bir Toplum Yaratmak: Türkiye’nin eğitim sisteminin zayıflatılması, genç nesillerin bilimsel ve teknik alanda geri bırakılmasıyla uzun vadede gelişimin engellenmesi.
- Ekonomik Bağımlılık Oluşturmak: Türkiye’nin sanayileşmesini ve ekonomik bağımsızlığını kazanmasını engellemek için borçlandırma politikaları ve dışa bağımlı bir ekonomi modeli oluşturmak.
- Milli Kimliği ve Değerleri Aşındırmak: Toplumun kültürel ve tarihî değerlerinden koparılması, milli bilincin zayıflatılması.
- Etnik ve Mezhepsel Bölünmeler Yaratmak: Toplumda farklı etnik ve mezhepsel kimlikler arasında gerilim yaratılarak birlik ve beraberliğin bozulması.
- Ordunun Gücünü Azaltmak: Türk ordusunun etkisiz hale getirilmesi ve dış müdahalelere karşı savunmasız bırakılması.
- İç Çekişmeleri Artırmak: Toplumda ideolojik, siyasi ve sosyal çatışmaların körüklenerek iç huzurun bozulması.
- Türkiye’yi Uluslararası Arenada Yalnızlaştırmak: Türkiye’nin dış politikada yalnız kalmasını sağlayarak müttefiklerden uzaklaşmasını teşvik etmek.
Tarihsel ve Akademik Değerlendirme
Haim Nahum Doktrini, daha çok komplo teorisi bağlamında ele alınan bir konudur ve akademik çevrelerde kesin bir belgeye dayandırılmamaktadır. Özellikle Lozan görüşmeleri sırasında Haim Nahum’un Türkiye’nin çıkarlarına aykırı birtakım diplomatik faaliyetlerde bulunduğu iddia edilse de, bu iddiaları destekleyen somut arşiv belgeleri bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, Türkiye’nin modernleşme sürecinde karşılaştığı ekonomik, sosyal ve siyasi zorluklar, bu iddiaların zaman zaman gündeme gelmesine neden olmaktadır. Türkiye’nin iç ve dış politikasında yaşanan krizler, bu tür teorilere zemin hazırlayarak bazı kesimler tarafından geçmişte oluşturulduğu iddia edilen planların bir parçası olarak yorumlanabilmektedir.
Sonuç
Haim Nahum Doktrini, Türkiye’nin zayıflatılması amacıyla oluşturulduğu iddia edilen bir strateji olarak zaman zaman gündeme gelmiştir. Ancak tarihsel ve akademik veriler, bu doktrinin gerçekliğini kesin bir şekilde doğrulamamaktadır. Yine de Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını, toplumsal bütünlüğünü ve uluslararası gücünü koruyabilmesi için geçmişten gelen tüm dersleri iyi değerlendirmesi ve bu tür stratejilere karşı dikkatli olması önemlidir.
© 2025, Bedri Yılmaz.
BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International