PKK ve Komünist Teröristler ile Pazarlık Yapılmasının Neden Mümkün Olmadığı
PKK, tarih boyunca Marksist-Leninist ideolojiye bağlı kalmış ve komünist hedefler doğrultusunda hareket eden bir terör örgütü olarak bilinmektedir. Bu örgüt, Kürt halkının haklarını savunduğu iddiasıyla yola çıkmış olsa da, temel amacının bu olmadığını ve asıl gayesinin komünist bir Kürt devleti kurmak olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu hedefi gerçekleştirmek için şiddet ve terör yöntemlerine başvuran PKK’nın ideolojik temelleri, barışçıl bir çözüm arayışını reddeder ve komünist doktrinlerle uyumlu bir şekilde terörizmi bir araç olarak kullanır.
İdeolojik Temeller
PKK, kendisini Marksist, Leninist, Stalinist ve komünist bir örgüt olarak tanımlar. Marksizm-Leninizm, devrimin ve iktidarın şiddet yoluyla ele geçirilmesini öngören bir ideolojidir. Komünist rejimlerde, devletin kontrolünü ele geçirmek için silahlı mücadele meşru bir yöntem olarak kabul edilir. PKK da bu ideolojik temeller üzerine kurulmuş bir yapı olup, terör ve şiddeti meşru bir araç olarak kullanmaktadır.
Bu bağlamda, PKK’nın Kürt milliyetçiliğini savunduğu yönündeki iddialar, aslında örgütün ideolojisinin bir maskesi olarak değerlendirilebilir. Komünist bir örgütün milliyetçiliği savunması ideolojik açıdan mümkün değildir. Milliyetçilik, komünist ideolojinin tam zıttı olup, ulusal kimlik ve bağımsızlık arayışlarını reddeder. Komünist ideolojide, sınıfsız ve devletsiz bir toplum hedeflenir, dolayısıyla PKK’nın gerçek amacı Kürt halkının haklarını savunmak değil, kendi komünist ideolojisi doğrultusunda bir devlet kurmaktır.
Komünist Terör Stratejileri: Şiddet ve Taktiksel Geri Çekilme
PKK, tarihsel olarak Leninist ve Stalinist yöntemleri kullanarak stratejik geri çekilmeler ve saldırılar düzenlemiştir. Bu, örgütün taktiksel olarak zaman zaman barış görüşmeleri gibi girişimlerde bulunduğu izlenimini verse de, aslında bu girişimler sadece örgütün yeniden yapılanma ve güç toplama fırsatları yaratmasına hizmet eder. Türkiye’de “barış süreci” olarak adlandırılan dönemde, örgütün bu boşluktan faydalanarak silah ve bomba depoladığı, stratejik hazırlıklarını sürdürdüğü bilinen bir gerçektir. Aynı şekilde hendek olayları sırasında da, örgüt terör saldırılarına devam etmiş ve birçok insanın hayatını kaybetmesine yol açmıştır.
PKK’nın terör yöntemleri, şiddeti bir araç olarak gören komünist ideoloji ile uyum içerisindedir. Lenin’in, devrimci hareketlerin başarıya ulaşabilmesi için şiddet ve terörü gerekli gördüğü bilinir. Aynı şekilde Stalinist yöntemler de, hedefe ulaşmak için her türlü şiddetin meşru olduğunu savunur. Bu bağlamda PKK’nın, barışçıl bir çözüm arayışına gireceğini ya da bu yönde hareket edeceğini düşünmek, ideolojik olarak gerçek dışıdır.
Kürt Halkı ve Komünist Devletin Gerçek Yüzü
PKK’nın Kürt halkını temsil ettiği iddiası da, komünist ideolojinin milliyetçilik karşıtı yapısıyla çelişir. Bir komünist devlet kurulduğunda, bu devletin ilk baskı altında tutacağı grubun Kürt halkı olacağı tahmin edilebilir. Komünist rejimlerin tarihsel örneklerine bakıldığında, iktidara gelen komünist partilerin, genellikle halk üzerindeki baskıyı artırdığı, ekonomik kaynakları devlet kontrolüne alarak bireyleri özgürlüklerinden mahrum ettiği görülmektedir. Dolayısıyla PKK’nın, Kürt halkını temsil ettiğini iddia etmesi, kendi çıkarları doğrultusunda halkı bir araç olarak kullandığının bir göstergesidir.
Komünist bir rejim kurulduğunda, Kürt halkı da dahil olmak üzere tüm bireylerin büyük bir baskı altında yaşayacağı ve özgürlüklerinin ellerinden alınacağı açıktır. Bu bağlamda, PKK’nın Kürt halkını koruma ya da onların haklarını savunma gibi bir amacı olmadığı, aksine bu halkı bir araç olarak kullanarak kendi ideolojik hedeflerine ulaşmaya çalıştığı anlaşılmalıdır.
PKK ile Pazarlık Neden Mümkün Değil?
PKK ve benzeri komünist terör örgütleriyle pazarlık yapılmasının mümkün olmamasının temel nedeni, bu örgütlerin ideolojik olarak şiddeti ve terörü bir yöntem olarak benimsemeleridir. Komünist doktrinler, iktidarın silahlı mücadele ve terör yoluyla ele geçirilmesini savunur ve bu nedenle barışçıl bir çözüm arayışı bu örgütlerin doğasına aykırıdır. PKK’nın hedefi, komünist bir Kürt devleti kurarak bu devleti bir üs olarak kullanmak ve komünizmi yaymaktır. Bu hedef doğrultusunda, örgütün herhangi bir barışçıl çözüm arayışı içerisine girmesi beklenemez.
PKK ile yapılacak bir pazarlık, örgütün taktiksel bir geri çekilme yaparak, şiddet ve terör faaliyetlerini geçici olarak durdurması anlamına gelir, ancak nihai hedeflerinden vazgeçmesi söz konusu değildir. Bu tür pazarlıklar, örgütün güç toplamasına ve stratejik olarak yeniden yapılanmasına olanak tanır, bu da gelecekte daha büyük saldırılar için zemin hazırlar.
Sonuç
PKK ve komünist terör örgütleriyle pazarlık yapmak, onların ideolojik hedeflerine ulaşmalarına hizmet eder ve bu nedenle kabul edilemez bir yaklaşımdır. Bu tür örgütlerle mücadele, ideolojik temellerinin doğru anlaşılması ve bu doğrultuda stratejiler geliştirilmesi ile mümkündür. PKK’nın komünist ideolojisi ve terörist faaliyetleri göz önüne alındığında, bu örgütle yapılacak herhangi bir pazarlık, onların şiddet yoluyla iktidar hedeflerine ulaşmalarına zemin hazırlar. Dolayısıyla, PKK ile barışçıl bir çözüm arayışı yanıltıcıdır ve bu örgütün gerçek amacını göz ardı etmek anlamına gelir.
© 2024, Bedri Yılmaz.
BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International
Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!