Osmanlıda Vergi Sistemi Üzerine Anonim Bir Şiir

Şalvarı şaltak Osmanlı
Eğeri kaltak Osmanlı
Eken de yok  biçen de yok 
Gelipte yiyen Osmanlı

16. yüzyıldan günümüze kadar gelen bu anonim şiir, Osmanlı’daki vergi sistemini eleştirmektedir. Şiir, Türkmenlerin hayat şartlarını zorlayan ve çekilmez hale getiren Osmanlı’nın halka dayattığı vergilere karşı bir başkaldırıştır. 

Bu arada şiirdeki “kaltak” kelimesi “iffetsiz kadın anlamına gelmeyip “üzeri kaplanmış tahta eğer” anlamındadır.

Prof. Dr. Faruk Sümer

Prof. Dr. Faruk Sümer, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları’dan (No: 170) 1972 yılında basılan Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri – Boy Teşkilatı – Destanları kitabının 2. baskısının giriş kısmına bu şiiri almıştır. 

Prof. Dr. Faruk Sümer’in 1972 yılında basılan Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri – Boy Teşkilatı – Destanları kitabının 6. baskısını kapağı

Anadolu’daki Türk cemiyeti birbirini izleyen uzun ve yorucu harbler, salgın hastalıklar ve kıtlıklar sebebi ile bir daha eski kuvvetini elde edemedi. Hattâ 19. yüzyılda Avrupalı seyyahlar, Hıristiyanların aksine Türk milletinin mahvolmaya doğru gittiğini müşahade etmişlerdir.

16. ve 17. yüzyıllarda çoğu Türk aslından olmayan Osmanlı müellifleri, Anadolu Türklerine ve bilhassa köylülere Etrâk-ı bî idrâk demişlerdir. Fakat bu müellifler ve bütün Osmanlı idarecileri, Anadolu Türklerinin devletin asıl dayanağını teşkil ettiklerini idrâk edememişlerdir.

Böylece Türk cemiyetine zaaf gelince Osmanlı devleti de kudretini kaybetti. Osmanlı, son asırlara kadar Anadolu’nun insanını ve servetini görülmemiş bir israfla harcamış, fakat ona hiçbir şey vermemiştir.

Ümit Doğan X sosyal medya hesabından yaptığı bilgilendirme-açıklama paylaşımından alıntılayım:

Prof. Dr. Faruk Sümer hoca; 

Anadolu halkı arasında idarecilere Osmanlı adı veriliyordu. Bu adın verilmesinde, mensuplarının saray ve ocaktan yetişmeleri ile kavmî bakımdan Türk halkından çıkmamalarının başlıca âmiller olduğu muhakkaktır.

Anadolu Türkleri bunlara âdeta yabancı ve müstevli bir zümre gözü ile bakıyorlardı. Osmanlı sınıfının mensuplan, Anadolu halkına bilhassa köylü ve göçebelere göre mağrur, haşin, hilekâr, sözünde durmaz, vefâsız ve gayri âdil insanlardır” demektedir. 

Bu şiir böyle bir atmosferde ortaya çıktı. 

Şalvarı şaltak Osmanlı
Eğeri kaltak Osmanlı
Ekende yok, biçende yok
Yemede ortak Osmanlı

Peki, Osmanlı İmparatorluğu aldığı vergi şiirlere konu olacak kadar fazla mıydı?

Osmanlı İmparatorluğunda Vergi Örnekleri

Osmanlı’da 40 adım uzunluğunda ve genişliğinde olan toprak parçasına dönüm, 60 ila 150 dönüm arasındaki toprak parçasına ise çift (çiftlik) denirdi. Toprağın sahibi devletti. Halk ise, ektiği toprağın sahibi olmayıp bir nevi kiracısı durumundaydı.

Tapu Vergisi: Köylü, devlete ait toprağı (çiftliği) kiralayıp ekip biçebilmek için Tapu Vergisi öderdi. Tapu Vergisi kiralanan toprağın bir yıllık ürününün getirdiği gelir kadardı. Bir kez ödeyen toprağı ömür boyu ekip biçebilirdi.

Çift Vergisi: Tapu Vergisini ödeyip toprağı ömür boyu ekip biçme hakkına sahip olan köylü, evli olmak koşuluyla ayrıca her yıl Çift Vergisi ödemek durumundaydı. Çift Vergisi genellikle 50 Akça olarak alınırdı.

Bennak Vergisi: Çift sahibi olmayan evli halka “Bennak” denilir ve bunlardan “Bennak Vergisi” alınırdı. Herhangi bir toprağı işlesin veya işlemesin her Müslümandan bu vergi alınırdı. Bu nedenle Bennak, bir “kulluk vergisi” idi.

Mücerred Vergisi: Bekâr fakat ailesine muhtaç olmadan kendi geçimini sağlayan Müslüman erkeklere “Mücerred” denir ve bunlardan “Mücerred Vergisi” alınırdı. Genellikle 6 akçe olarak alınırdı. Geliri olmayanlar Tımar sahibinde belli süre ırgatlık yaparak vergilerini öderlerdi.

Öşür Vergisi: Öşür kelime olarak “onda bir” anlamına gelir ve Osmanlı’da halkın ürettiği zirai üründen 1/10 oranında alınan vergidir. Ancak uygulamada hasat edilen ürünün yarısının alındığı bile görülmüştür.

Öşür aynî ve nakdî şekilde tahsis edilebilirdi. Aynî şekilde tahsis edildiğinde köylü buğday hasat etmiş ise bunun belli miktarını Tımarlı Sipahiye verirdi. Şiirdeki “Ekende yok biçende yok, yemede ortak Osmanlı” ifadesi tam olarak buna karşı bir isyanı ifade eder.

Salariye Vergisi: Tımar sahipleri adına harman yerine gelip hasat miktarını ve alınacak vergiyi ölçen memurun kendisinin ve hayvanlarının yeme içme ihtiyaçlarını karşılamak üzere köylüden aldıkları vergiye Salariye Vergisi deniliyordu.

Ağnam Vergisi: Küçükbaş hayvan sahiplerinden alınan vergidir. Müslüman ya da Gayrimüslim ayrımı yapılmadan havyan sahiplerinden 2 koyuna 1 akça olarak alınırdı. Koyun başına sabit bir vergi olduğu için hangi sancakta kaç hayvan bulunduğunu tespit etmekte yararlı bir vergiydi.

Köm Vergisi: Otlak vergisi olarak da bilinen bu vergi sürülerini başkalarının tımarında otlatanlardan yılda bir kere alınırdı. 300 koyuna 1 âlâ yani iyi koyun olarak belirlenmişti.

Hayvan Suçları Vergisi: Bir kişinin hayvanı başka birinin ekinine girip zarar verirse hayvan sahibinden alınan vergidir. 5 Akça, karşı tarafın zararının karşılanması ve hayvan sahibine hayvan başı 5 sopa vurulması şeklindedir.

Aruz Vergisi: Nikahlanan kadınlar için damadın verdiği vergidir. Kadının bakire ve dul olmasına göre miktarı değişen bu vergi bakire kızla nikah kıyılacaksa kızın babasının tabi olduğu Tımarlı Sipahiye, dul kadınla nikah kıyılacaksa kadının yaşadığı yerin Sipahisine verilirdi.

Buraya kadar bahsedilen Osmanlıda köylüyü ilgilendiren vergilerdir. Diger vergiler bu yazıya dahil edilmemiştir. Bu vergiler, Anadolu Türkmenlerince hiçbir zaman kabul görmemiştir. Osmanlı Devletine karşı yapılan Türkmen ayaklanmalarının temelinde yüksek vergi uygulamalarına olan başkaldırı yatar.

“Şalvarı şaltak Osmanlı, Eğeri kaltak Osmanlı, Ekende yok, biçende yok, Yemede ortak Osmanlı” şiiri de 16. Yüzyılda Osmanlı vergi sistemine karşı yazılmış anonim bir şiirdir ve nesilden nesle aktarılarak günümüze kadar gelmiştir.

Kaynak: Ümit Doğan, 20 Eylül 2022 tarihli X gönderisi.

© 2024, Bedri Yılmaz.

BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International

Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!

Leave a reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to site top



© 2024, Bedri Yılmaz.

BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International

Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!