Stockholm Sendromu

Stockholm Sendromu: Tanım, Tarihçe ve Psikolojik Arka Plan

Tanım

Stockholm sendromu, bir rehine veya istismara uğrayan kişinin, kendisini kaçıran veya kötü muamelede bulunan kişiyle empati kurması, ona karşı olumlu duygular geliştirmesi ve hatta ona bağlılık göstermesi durumu olarak tanımlanır. Bu psikolojik fenomen, rehinelerin, kaçıran veya istismarcılarının bakış açısını anlamaya çalışmaları ve onları tehdit olarak görmekten vazgeçmeleri sonucunda ortaya çıkar.

Tarihçe ve Terminolojinin Kökeni

Stockholm sendromu terimi, 1973 yılında İsveç’in Stockholm kentinde yaşanan bir banka soygunu olayına dayanır. Olay, 23 Ağustos 1973 tarihinde Kreditbanken adlı bankada gerçekleşmiştir. Soyguncular, banka çalışanlarını rehin alarak altı gün boyunca onları rehin tutmuştur. Bu süre zarfında, rehineler ile soyguncular arasında beklenmedik bir bağ oluşmuştur. Soyguncular serbest bırakıldığında, rehineler soygunculara karşı sempati göstermiş ve hatta onları savunmuşlardır. Bu olay, psikolog ve kriminologların dikkatini çekmiş ve fenomen “Stockholm sendromu” olarak adlandırılmıştır.

Psikolojik Arka Plan

Stockholm sendromu, karmaşık psikolojik ve duygusal tepkilerin bir sonucudur. Bu sendromun ortaya çıkmasında birkaç temel psikolojik mekanizma etkili olabilir:

  1. Savunma Mekanizmaları: Tehdit altında olan bireyler, hayatta kalma içgüdüsüyle hareket ederler. Bu süreçte, saldırganla empati kurmak, onunla işbirliği yapmak ve ona karşı olumlu duygular beslemek, hayatta kalma şansını artırabilir.
  2. Bağlanma Teorisi: İnsanlar, stresli ve tehlikeli durumlarda bağlanma eğilimi gösterirler. Rehine durumunda, saldırgan, rehinenin en yakın sosyal bağlantısı haline gelir. Bu da, rehinenin saldırganla duygusal bir bağ kurmasına yol açabilir.
  3. Bilişsel Uyumsuzluk Teorisi: İnsanlar, kendi davranışları ile düşünceleri arasında tutarlılık sağlama eğilimindedir. Rehine, saldırganla işbirliği yaptığında, bu durumu haklı çıkarmak için saldırgana karşı olumlu duygular geliştirebilir.

Stockholm Sendromunun Belirtileri

Stockholm sendromu yaşayan bireylerde şu belirtiler gözlemlenebilir:

  • Saldırgana karşı sempati ve anlayış geliştirme.
  • Saldırganın bakış açısını anlama ve savunma.
  • Kurtarıcılara veya yetkililere karşı güvensizlik ve düşmanlık.
  • Saldırganla duygusal bağ kurma ve onunla iletişim kurma isteği.

Stockholm Sendromunun Tedavisi

Stockholm sendromunun tedavisi, genellikle profesyonel psikolojik yardım gerektirir. Tedavi süreci şu adımları içerebilir:

  • Psikoterapi: Bireyin yaşadığı travmayı anlaması ve bu travmanın etkilerini azaltması için terapötik müdahaleler önemlidir. Bu süreçte bilişsel davranışçı terapi (BDT) sıkça kullanılır.
  • Destek Grupları: Benzer deneyimler yaşamış bireylerle bir araya gelmek, duygusal destek sağlamak ve iyileşme sürecini hızlandırmak için faydalı olabilir.
  • İlaç Tedavisi: Anksiyete ve depresyon gibi eşlik eden psikolojik rahatsızlıkların tedavisi için ilaç tedavisi gerekebilir.

Sonuç

Stockholm sendromu, karmaşık ve çok yönlü bir psikolojik fenomendir. Rehine veya istismara uğrayan bireylerin, saldırganlarına karşı olumlu duygular geliştirmeleri, hayatta kalma içgüdüsü ve duygusal bağlanma gibi faktörlerle açıklanabilir. Bu sendromun anlaşılması ve tedavi edilmesi, bireylerin yaşadıkları travmadan iyileşmelerine yardımcı olabilir.

© 2025, Bedri Yılmaz.

BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International

Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!

Leave a reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to site top



© 2025, Bedri Yılmaz.

BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International

Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!