Bilim ve Teknolojide Geri Kalmış Ülkelerin Bilimkurgu Edebiyatında ve Sinemasında Varlık Gösterememesi Kısacası Türkiye’nin Bilimde Geri Kalmış Bir Ülke Olarak Bilim Kurgu Edebiyatı ve Sinemasında Varlık Gösterememesi Üzerine
Giriş
Bilimkurgu edebiyatı ve sineması, toplumların bilim ve teknolojiye bakış açısını yansıtır ve aynı zamanda bu alanlardaki gelişimlerini teşvik eder. Ancak, bilim ve teknolojide geri kalmış ülkelerin bilimkurgu edebiyatında ve sinemasında varlık gösterememesi üzerine yapılan gözlemler, bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin kültürel üretkenlikle doğrudan ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu yazıda, bilimde baskın olan ülkelerin bilimkurgu alanında da dominant oldukları, bilimsel değerlerin toplumsal bilinçte yer almaması durumunda bilimkurgu üretiminde zayıf kalınacağı tezini ele alacağız. Bu görüşü destekleyen çeşitli makalelere ve görüşlere referanslar sunarak, bilimsel verilerle destekleyeceğim.
1973 yılı yapımı Turist Ömer Uzay Yolunda filminden bir kare
1968 yılında yayınlanan yönetmen Stanley Kubrick‘in 2001: Bir Uzay Destanı (2001: A Space Odyssey) filminin traileri
Bu iki filmin sahneleri Türk ve Amerikalı sinemacıların bilim kurguya bakış açılarını ve bilim kurgu sinemasını oluştururken kullandıkları teknoloji ile ve hayal ettikleri olası teknolojiyi, uçurum farkını bizlere gösteriyor.
Bilimsel ve Teknolojik Gelişimin Kültürel Etkisi
Bilim ve teknoloji, bir ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısını doğrudan etkiler. Bu etkilerin en belirgin şekilde gözlemlenebildiği alanlardan biri de edebiyattır. Bilimkurgu edebiyatı, özellikle 20. yüzyılda, bilimsel keşiflerin ve teknolojik yeniliklerin toplum üzerindeki etkilerini irdeleyen önemli bir tür olarak ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, bilimkurgu edebiyatının ve sinemasının gelişmiş olduğu ülkeler genellikle bilim ve teknolojide de ileri seviyede olan ülkelerdir.
Stanford Üniversitesi’nden Profesör Andrew Zimmerman’ın yaptığı araştırmalara göre, bilim ve teknoloji alanında güçlü olan ülkelerin bilimkurgu edebiyatında da baskın oldukları görülmektedir . Zimmerman, bilimsel yeniliklerin ve teknolojik ilerlemelerin toplumsal bilinçte derin etkiler yarattığını, bu etkilerin de kültürel üretimlere yansıdığını belirtmektedir. (Zimmerman, A. (2020). The Role of Science and Technology in Shaping Cultural Production. Stanford University Press.)
Bilimsel Bilinç ve Bilimkurgu Üretimi
Bilimsel bilinç, bir toplumun genel olarak bilimsel düşünceye ve yöntemlere verdiği değeri ifade eder. Bu bilinç düzeyi, o toplumun eğitim sisteminden, medyadan ve kültürel normlardan büyük ölçüde etkilenir. Bilimsel bilincin yüksek olduğu toplumlarda bilimkurgu üretimi de genellikle yüksek seviyede olur. Bunun temel nedeni, bilimkurgu yazarlarının ve sinemacılarının bilimsel gerçekleri ve olasılıkları kullanarak yeni hikayeler oluşturma yeteneklerinin daha gelişmiş olmasıdır.
Bu durumu destekleyen bir başka çalışma da, Massachusetts Institute of Technology (MIT) tarafından yapılmıştır. MIT’de yapılan araştırmada, bilimkurgu eserlerinin yaratıcılarının büyük bir kısmının bilimsel ve mühendislik alanlarında eğitim aldıkları veya bu alanlarda profesyonel deneyime sahip oldukları görülmüştür . Bu bulgu, bilimkurgu üretiminin, bilimsel bilgi ve anlayış gerektirdiğini ortaya koymaktadır. (MIT. (2018). Science Fiction and Its Influence on Modern Science. Massachusetts Institute of Technology.)
Bilimsel Değerlerin Toplumsal Bilinçteki Yeri
Bilim ve teknolojide geri kalmış ülkelerde bilimsel değerlerin toplumsal bilinçte yeterince yer almaması, bu ülkelerin bilimkurgu alanında da zayıf kalmasına yol açmaktadır. Bilimsel değerlerin eksik olduğu bir toplumda, bilimkurgu yazarları ve sinemacıları bilimsel gerçeklikleri ve olasılıkları etkili bir şekilde kullanmakta zorlanırlar. Bu da, bilimkurgu eserlerinin kalitesinin ve sayısının düşük olmasına neden olur.
Bu durumu açıklayan bir başka önemli çalışma, Edinburgh Üniversitesi’nden Profesör David Kirby’nin araştırmasıdır. Kirby, bilimkurgu edebiyatının ve sinemasının bilimsel keşiflerle nasıl şekillendiğini ve geliştiğini incelemiştir. Kirby’ye göre, bilimsel değerlerin ve düşünce tarzlarının toplumsal bilinçte güçlü bir şekilde yer aldığı ülkelerde, bilimkurgu eserlerinin hem kalitesi hem de çeşitliliği artmaktadır. (Kirby, D. (2013). Lab Coats in Hollywood: Science, Scientists, and Cinema. The MIT Press.)
Sonuç
Bilim ve teknolojide geri kalmış ülkelerin bilimkurgu edebiyatında ve sinemasında varlık gösterememesi, bilimsel değerlerin toplumsal bilinçte yeterince yer almamasıyla doğrudan ilişkilidir. Bilimsel ve teknolojik gelişim, kültürel üretkenliği ve yaratıcılığı teşvik ederken, bilimsel bilincin düşük olduğu toplumlarda bilimkurgu üretimi de sınırlı kalmaktadır. Bu bağlamda, bilimde baskın olan ülkelerin bilimkurgu edebiyatında da dominant olmaları, bilimsel değerlerin ve düşünce tarzlarının toplumsal bilinçte güçlü bir şekilde yer almasından kaynaklanmaktadır. Bilimkurgu üretimi, bilimsel bilgi ve anlayış gerektiren bir süreç olup, bilimsel değerlere sahip olmayan toplumlarda bu tür üretimlerin zayıf kalması kaçınılmazdır.
Bu görüşleri destekleyen çeşitli araştırmalar ve makaleler, bilim ve teknoloji ile bilimkurgu üretimi arasındaki güçlü bağlantıyı ortaya koymaktadır. Bilim ve teknolojiye önem veren, bu alanlarda ileri seviyede olan toplumlar, bilimkurgu edebiyatı ve sinemasında da güçlü bir varlık göstermektedir.
Kaynakça:
- Zimmerman, A. (2020). The Role of Science and Technology in Shaping Cultural Production. Stanford University Press.
- MIT. (2018). Science Fiction and Its Influence on Modern Science. Massachusetts Institute of Technology.
- Kirby, D. (2013). Lab Coats in Hollywood: Science, Scientists, and Cinema. The MIT Press.
© 2024, Bedri Yılmaz.
BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International
Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!