Soğuk Savaş, II. Dünya Savaşı’nın ardından 20. yüzyılın ortalarında başlayıp 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla sona eren, ABD ve Sovyetler Birliği arasında gerçek bir askeri çatışma olmadan yaşanan siyasi, ekonomik ve ideolojik rekabet dönemini ifade eder. Soğuk Savaş, kapitalist demokrasi ile komünizm arasındaki ideolojik farklılıkların ve jeopolitik çatışmaların bir sonucuydu.
Bu dönemde ABD ve Sovyetler Birliği, nükleer silahlanma yarışına girdi ve dünya genelinde müttefik ülkeler arasında etkileyici bir rekabet yaşandı. Soğuk Savaş, birçok ülkenin tarafsız kalmak yerine ABD veya Sovyetler Birliği ile ittifaklar kurmaya zorlandığı bir dönem olarak da bilinir. Bu ülkeler, askeri, ekonomik ve siyasi yardımlarla birbirlerine karşı destek sağlamaya çalıştılar.
Soğuk Savaş dönemi, doğu-batı bloğu olarak adlandırılan iki ana kampa ayrılan ülkeler arasındaki gerilimle karakterizedir. Batı Bloku, ABD ve NATO ülkelerini içerirken, Doğu Bloku ise Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı ülkelerini içermekteydi. Bu bloklar arasındaki gerilim, birçok uluslararası krize, çatışmaya ve yerel çatışmalara yol açtı.
Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte, Doğu Bloku ülkeleri bağımsızlıklarını kazandı, Berlin Duvarı yıkıldı ve Sovyetler Birliği dağıldı. Bu olaylar, Soğuk Savaş’ın resmi olarak sona erdiğini ve dünya siyasetinde büyük değişikliklere yol açtığını simgeler. Bu dönemin sona ermesi, uluslararası ilişkilerde önemli bir dönemeçtir ve modern dünya düzeninde etkileri hala hissedilmektedir.
© 2023, Bedri Yılmaz.
BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International
Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!